top of page

Mal rejimi sona ermeden önceki 1 yıl içinde eşin rızası olmadan yapılan olağandışı hediyeler ve mal rejimi devamı süresince katılma alacağı azaltma kastıyla yapılan devirler tasfiyeye dahil edilir.


MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Katılma Ve Değer Artış Payı Alacağı

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Elazığ 1. Aile Mahkemesi



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Elazığ 1. Aile Hukuk Mahkemesinin 27.12.2019 tarihli ve 2018/326 Esas, 2019/877 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2 Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:



K A R A R

Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen 2537 ada 11 parselde kayıtlı 3 numaralı mesken üzerinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL değer artış payı ve katılma alacağının faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiş hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir.


mal rejimi

1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına,davacı vekilinin, davacının ziynet yalarıyla davaya konu taşınmazın edinimine katkısı sebebiyle değer artış payı alacağı talebinde bulunduğu,tarafların boşanmalarına ilişkin Elazığ 1. Aile Mahkemesi’nin 2016/118 Esas, 2017/346 Karar sayılı dosyasında, davacı kadının ziynet yalarının bedelinin tahsilini talep ettiği, yargılama sırasında ziynet yalarının teslim edildiğinden bu taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettiği, bu nedenle mahkemece ziynet yalarına yönelik talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, buna göre davacının ziynet yalarıyla katkısına yönelik değer artış payı alacağı talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olduğu anlaşıldığına göre, davacı vekilinin değer artış payı alacağının reddine ilişkin hükme karşı temyiz itirazları yerinde görülmemiştir


2. Davacı vekilinin artık değere katılma alacağı talebinin reddine ilişkin karara karşı temyiz itirazlarına gelince;

Mal rejiminin devamı süresince, bir in sahip olduğu edinilmiş malda, diğer in artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad. 229) ve denkleştirmeden (TMK mad. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, in edinilmiş mallarının (TMK mad. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad. 231) yarısı üzerindeki diğer in alacak hakkıdır (TMK mad. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden in gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.

Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 sayılı TMK mad. 235/1).


Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken "eklenecek değerler" göz önünde bulundurulur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 229. maddesine göre; lerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer in rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer in katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir.

Bu tür uyuşmazlıklarda; öncelikle, davalı tarafından 229. madde sayılan amaç ve doğrultuda kazandırma veya devrin yapılıp yapılmadığı araştırılıp belirlenmelidir. Mahkemece, karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının anlaşılması durumunda, söz konusu mal mevcut kabul edilerek yapılan hesaplamada davacı tarafın katılma alacak hakkının olup olmadığı, varsa miktarı saptanarak davalı ten tahsili yönünde hüküm kurulmalıdır. Tasfiyede devredilen malvarlığının devir tarihindeki niteliği gözönünde bulundurularak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm değeri esas alınır (TMK mad. 235/2).


Somut olaya gelince; ler, 03.06.2008 tarihinde evlenmiş, 19.12.2016 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu 2537 ada 11 parselde 3 nolu bağımsız bölüm, ler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 04.10.2010 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Davalı taşınmazı 11.11.2014 tarihinde 3. kişiye satmış, boşanma davasından sonra 10.04.2018 tarihinde yeniden davalı adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde lerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad. 179).


Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;

Tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalının taşınmazı 2014 yılındaki 3.kişiye devrinin katılma alacağını azaltma kastıyla yapılmadığı kabul edilerek, davacı tarafın katılma alacağı talebi reddedilmiş ise de, boşanma dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarına göre, tarafların Ekim 2014 yılında meydana gelen tartışma sonrası ayrıldıkları, bu tartışmadan sonra yeniden bir araya geldikleri, 2015 yılının sonuna doğru yeniden anlaşmazlığa düştükleri ve ayrıldıkları, bu anlaşmazlık sonrası açılan boşanma davası sonrasında boşandıkları, davalının davacıyla Ekim ayındaki tartışmaları sonrasında, 11.11.2014 tarihinde taşınmazı 3.kişiye devrettiği, daha sonra boşanma davasından sonra 2018 yılında yeniden taşınmazı devraldığı dikkate alındığında, davalının davaya konu taşınmazı davacının katılma alacağını azaltma kastıyla devrettiğinin kabulü gerekir. Buna göre, dosyadaki toplanmış veya toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının artık değere katılma alacağı talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle davacının katılma alacağının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.



SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin değer artış payına yönelen temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin katılma alacağı isteğine yönelen temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 371. maddesi uyarınca yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Fırtına Hukuk & Danışmanlık Bürosu

0544 970 90 72



 
 
 

Comments


bottom of page