top of page

İşçinin, işyerinde amiri pozisyondaki kişiyle tartışarak DEPRESYONA GİRMESİ sonucunda iş akdini feshetmesi haklı sebep olup, kıdem tazminatı ödenmelidir.

Yargıtay Kararı - 9. HD.,

E. 2008/24724

K. 2010/11685

T. 21.04.2010


DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı alacağının ödetilmesine karar

verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi K1 tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I


1-Davacı vekili davanının davalı işyerinde çalışmakta iken iş akdinin feshi üzerine verilen işe iade kararından sonra çalışmasına devam ettiği (işe iadeden sonra davalı işverence sendikalı olan diğer işçiler ve davacının sindirme ve yıpratma politikasına maruz kaldığını, işyerindeki ustabaşı K2'nin her fırsatta davacıyı diğer işçiler önünde azarlayıp, onu küçük düşürdüğünü, bu sebeple davacının sinir sisteminin yıprandığını ve bir takım sinirsel rahatsızlıklar başgösterdiğini, bu sebeple Tire Devlet Hastanesi Nöroloji Servisinde 2003 yılından itibaren düzenli olarak tedavi gördüğünü ve halen tedavisinin devam ettiğini, bu konudaki hassasiyetini bilen) ustabaşı K2'nin 15.12.2005 tarihinde 15.00-23.00 vadiyasında çalışırken saat 16.30 sırasında şef odasına çağırıp bağırıp çağırmaya başladığını, bu duruma tepki vermeyen davacının aniden odadan çıkarak, mevcut rahatsızlığı nedeniyle ağlama kriziyle kendisini kaybederek, işyerinden ayrılarak derhal hastaneye gittiğini, hastanede kendisine iki gün rapor verildiğini, daha sonra bir gün daha ilave rapor verildiğini, durumunda düzelme olmayınca en son 19.12.2005 tarihinde 28.12.2005 tarihine kadar istirahat verildiğini, davalı işverenin bu dönemde ihtarname keşide ederek iş akdini haksız ve kötü niyetli olarak feshettiğini, feshin haksız olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı isteğinin hüküm altına alınmasını istemiştir.


Davalı, davacı işçinin İş Yasasının 25.maddesinin H bendinde ifadesini bulan, yapmakla ödevli bulunduğu işlerin kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta dirençli davrandığını, işyerini terk sebebindeki gerekçenin hastalık olmayıp, işi bırakmak olduğunu, nitekim öncesinde de davacının pek çok kez rahatsızlığı nedeniyle sağlık kurumuna sevkinin işverence anlayışla karşılandığını, bu nedenle davacının amacının işe dönmek olmayıp, tazminat almaya yönelik olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davacının zaman zaman hastaneye sevk aldığı ve rapor kullandığı, ancak rahatsızlığının tam olarak ne olduğunun tanıklarca bilinmediği, işyerinde çalışma sırasında herhangi bir fiziksel yada psikolojik rahatsızlığına tanık olunmadığı, 15.12.2005 tarihinde de ustabaşı tarafından kendisine verilen görev yerini terk etmesi nedeniyle ustabaşı tarafından uyarıldığını, bundan sonra da izin alıp haber vermeden, iş elbisesini çıkarıp işçilerin işe gidiş gelişlerde kullandıkları puantaj kartını işyeri girişindeki güvenlik bölümüne bırakıp, bunun idareye verilmesini istediği aynı tarihte kendiliğinden hastaneye gidip rapor aldığı halde ertesi günü işyerine gelerek üretim şefi ile görüştüğü, bu sırada üretim şefine ustabaşılara söz geçiremediği yönünde sözler söylediği, ayrıca öncesinde sorunlarını konuşma yoluyla çözülmesi yoluna gidildiği ve ustabaşılara da davacıya işyerinde daha toleranslı davranılması konusunda uyarılarda yapıldığı halde davacının aynı şikayetlerde bulunduğunun kendisine söylenmesi üzerine bir takım hakaretlerde bulunarak buradan ayrıldığı, her ne kadar davacının bir takım psikolojik rahatsızlıkları bulunduğu anlaşılmışsa da, bu rahatsızlığının yaptığı işi engellemediği, ayrıca çalıştığı bölüm dışında çalışmak istediğine ilişkin herhangi bir talepte bulunduğunun ispat edilemediği, buna rağmen davacının ustabaşı tarafından görevi ile ilgili yapılan ikaz üzerine kendiliğinden iş elbisesini çıkartıp, puantaj kartını da işyeri çıkışındaki güvenliğe bırakıp, idareye verilmesini istemesi karşısında iş akdinin davacının kendi isteğiyle sona erdirildiği gerekçesi ile isteğin reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


tazminat

2-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.


Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin iş akdini haklı olarak feshedip etmediği, kıdem tazminatı hakkının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın hukuki dayanakları 4857 Sayılı kunun 120. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1475 Sayılı Kanunun 14. maddesi ile 4857 Sayılı Kanunun 24/I-a maddesidir. Sözü edilen yasal düzenlemeler uyarınca, iş sözleşmesnin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı ve yaşayışı için tehlikeli olması durumunda işçinin haklı nedenle iş akdini derhal feshetme hakkı doğacaktır. Bunun sonucu olarak da kıdem tazminatı istenebilecektir.


Somut olayda, dosyadaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacınn amiri durumundaki ustabaşısı ile tartıştığı ve bunun sonucunda hastaneye gidip (depresyon-anksiyete) teşhisi ile rapor aldığı tartışmasızdır. Davacı ertesi gün işe geldiğinde raporu bırakıp ayrılmıştır. Davalı ise, davacının bu somut durumu karşısında 21.12.2005 tarihli ihtarnamesi ile davacının davranışını terk, başka bir anlatımla fesih kabul etmiştir. Davacının yukarıda sözü edilen hastalığı, işyerindeki olumsuz davranışlar nedeni ile İş Kanununun yukarıda sözü edilen 24/I-a'da belirtilen hükmü uyarınca işçinin sağlığı ve yaşayışı için tehlikeli bir durum arz ettiği açıktır. Bu durumda davacı işçinin iş akdinin kendisi tarafından haklı olarak feshedildiğinin kabulü ile kıdem tazminatı isteğinin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.4.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


K A R Ş I O Y


Dosya içeriğine göre davacının işyerinde 15.2.2005 günü görevli olduğu makinanın başından ayrılıp başka bir makinada çalışan işçinin yanına gittiği bu durumu gören ustabaşı tarafından uyarılması üzerine fabrika giriş kartını güvenliğe bırakarak işini ve işyerini terkettiği aynı gün hastaneye gidip 29.12.2005 tarihine kadar ard arda kısa süreli istirahat raporları aldığı anlaşılmaktadır. Dairemiz sayın çoğunluğu tarafından davacının işini ve işyerini terkettikten sonra aldığı raporlarda yazılı hastalığına dayanılarak olayda işçinin feshi bulunduğu kabul edilmişse de davacıya verilen istirahatlara esas olan hastalığın 4857 sayılı İş Kanunu 24/I-a maddesi hükmü kapsamında işçiye fesih hakkı veren nitelikte olup olmadığı başka bir anlatımda olayda anılan hükümde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmış değildir. Bu nedenle hükmün bu yönden araştırma ve incelemeye yönelik olarak bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan bozma gerekçesine katılamıyorum.




 
 
 

Comentários


bottom of page